UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

Haberler

UNESCO TÜRKİYE MİLLÎ KOMİSYONU GENEL KURUL BAŞKANI VE MİLLÎ EĞİTİM BAKANI PROF. DR. SAYIN NABİ AVCI 38. UNESCO GENEL KONFERANSI’NDA…

6.11.2015

UNESCO TÜRKİYE MİLLÎ KOMİSYONU GENEL KURUL BAŞKANI VE MİLLÎ EĞİTİM BAKANI PROF. DR. SAYIN NABİ AVCI 38. UNESCO GENEL KONFERANSI’NDA…

38. UNESCO Genel Konferansı, UNESCO’nun Paris’te bulunan Genel Merkezi’nde 3-18 Kasım 2015 tarihleri arasındaki çalışmalarını sürdürmektedir.
Genel Konferans programı dâhilinde 6 Kasım günü gerçekleştirilen ve UNESCO’ya üye 195 ülkenin yüksek düzeyde temsilcilerinin söz aldığı Genel Politika Görüşmelerinde UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Genel Kurul Başkanı ve Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Sayın Nabi AVCI Türkiye adına ulusal beyanda bulunmuş ve kuruluşunun 70. Yılında UNESCO’nun Türkiye ve uluslararası toplum açısından taşıdığı önemi vurgulayan, eğitim, bilim, kültür ve iletişim alanlarındaki çalışmalarına Türkiye’nin yaklaşımını ifade eden bir konuşma yapmıştır. Sayın Bakan UNESCO’nun kültürel ve biyolojik çeşitliliğe verdiği öne atfen dil çeşitliliğine de değinmiş ve bu çeşitliliği güçlendirmek için konuşmasını Türkçe yapacağını belirtmiştir.
Sayın Bakan konuşmasından sonra Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile kısa bir görüşme yapmış, daha sonra ise Sudan, Pakistan, Irak ve Afganistan Eğitim Bakanlarıyla, ikili görüşmeler gerçekleştirmiştir. Ayrıca UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova ile heyetlerin de katılımıyla bir görüşme yapmıştır.
Sayın Bakan, 6 Kasım Cuma akşamı UNESCO Türkiye Millî Komisyonu tarafından onuruna verilen akşam yemeğine katılmış ve burada yaptıkları konuşmada, UNESCO çalışmalarında giderek artan Türkiye etkinliğinden duyduğu memnuniyeti ifade etmiştir. Yemeğe 38. UNESCO Genel Konferansı Heyetini teşkil eden Millî Eğitim Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, UNESCO Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
mensuplarının yanı sıra, OECD Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi, Paris Başkonsolosu ve Eğitim Ataşesi katılmıştır.
Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Sayın Nabi AVCI’nın 38. UNESCO Genel Konferansı Genel Kurulunda yapmış olduğu konuşmada şunları söylemiştir:
Sayın Genel Konferans Başkanı,
Sayın Yürütme Kurulu Başkanı,
Sayın Genel Direktör,
Saygıdeğer Bakanlar, Meslektaşlar.
Sözlerimin başında 38. Genel Konferans Başkanlığına seçilmiş olmanız münasebetiyle sizi kutlamak, çalışmalarınızda Türkiye’nin daima yanınızda olacağına dair sizi temin etmek ve 37. Dönem Başkanlığını başarıyla tamamlayan Çin Halk Cumhuriyetine teşekkür etmek istiyorum.
İki yıl önce olduğu gibi bu yıl da konuşmamda sizlere dünyada iki yüz milyonu aşkın insanın konuştuğu anadilim Türkçe ile hitap etmek istiyorum. Bunun UNESCO’nun “çeşitlilik içinde birlik” ilkesine çok uygun bir tercih olduğunu iki yıl önceki olumlu tepkilerinizden de biliyorum.
Aziz meslektaşlar,
Bugün ülkemde bir büyük şairi, « inceliklerin şairi”, Bayan Gülten Akın’ı ebediyete uğurluyoruz.
“Utanılacak bir şeymiş !
Öyle diyor Camus…
Tek başına mutlu olmak…
Sesler ve öteki sesler !!”
Nerede dünyanın sesleri ?”
Mısralarında da görüleceği üzere şiirlerinde UNESCO ruhunu dillendirmiş olan Gülten Akın’a Allah’tan rahmet diliyorum.
Dostlarım,
UNESCO’nun 70. kuruluş yıldönümünde yeniden biraraya geldik. 70 yıl önce barışı zihinlerde yeşertme hedefiyle çıktığımız ortak yolda, önümüzde yeni sınamalar var.
Milletleri, dinleri ve kültürleri birbirinden ayıran fay hatları daha da belirgin hale gelmiştir.
Radikalleşme ve farklı dinsel, ırksal ve kültürel topluluklar arasında derinleşen uçurumlar; küresel uyumu tehdit etmekte. Nitekim, demokratik geleneğe sahip coğrafyalarda bile, “ötekine” karşı husumet ve dışlama gibi olumsuzluklar tırmanışa geçmektedir. Göçmenleri asayişsizlik, işsizlik, suç oranı, fakirleşme ve diğer toplumsal sorunların ana sebebi olarak algılayan siyasî partilerin oy oranlarında artış kaydedilmesi endişe verici bir gelişmedir.
Türkiye ve İspanya birlikte Medeniyetler İttifakını başlatmışlardı. Bu dönemde UNESCO, Kültürlerarası Yakınlaşma Onyılının medeniyetler arasındaki diyaloğun güçlendirilmesine nasıl katkıda bulunabileceğini araştırabilir.
Burada iki yıl önce söz aldığımda, etkin bir UNESCO için reformun ne kadar önemli olduğunu vurgulamış, reform çabalarının sürdürülmesi gerektiğini, Türkiye’nin bu doğrultuda Genel Direktör Bokova’ya tam destek vermeye devam edeceğini ifade etmiştim. Aynı hususları, 70. yılın ilk resmî ziyaretini yaptığında, Genel Direktör’e Ankara’da da tekrarlamıştım. UNESCO’yu, kısıtlı imkânlara rağmen, daha dinamik bir çerçeveye oturttuğu için Genel Direktör’e teşekkür ediyorum.
Meslektaşlarım,
Şiddete varan aşırıcılık ve terörizme karşı verdiğimiz mücadelenin temelinde, eğitim yer almalıdır. Bu çerçevede, Herkes İçin Eğitim Programını ve Küresel Vatandaşlık Eğitimini yararlı görüyor, kızların eğitimi ve kadın erkek eşitliği alanındaki tüm hedef ve programları destekliyoruz. UNESCO’nun “Önce Afrika” hedefi doğrultusundaki programları da güçlü bir şekilde desteklemeyi sürdüreceğiz.
Kabul ettiğimiz “2030 Eğitim Gündemi - Eylem İçin Çerçeve” belgesi, UNESCO’nun eğitim alanındaki başat rolünü yeniden ön plana çıkartmaktadır. UNESCO’nun eğitim programları ve ağları olan ASPnet, UNESCO Kulüpleri, UNESCO Kürsüleri ve UNITWIN Ağları; herkes için kaliteli eğitim, entelektüel işbirliği ve katılımın taşıyıcılarıdır. Türkiye bu programları desteklemeye devam edecektir.
UNESCO kültür alanında önemli bir dönüm noktasında. Kültür mirası, tarihteki en büyük tehditle karşı karşıya. Şiddet yanlısı aşırıcılığın şeytanî güçleri tarafından yok olma tehlikesine maruz bırakılan evrensel medeniyet mirasını korumamız büyük önem taşıyor.
Dünya Miras Komitesi başkanı sıfatıyla da, 10-20 Temmuz 2016 tarihlerinde İstanbul’da evsahipliği yapacağımız 40. Oturumda, bu konularda sonuç odaklı çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz.
Meslektaşlarım,
Türkiye, UNESCO’yu karşılıklı anlayış ve hoşgörünün evi olarak görmektedir. Bu evde alınan kararların uygulanmasının gecikmemesi gerekir. Filistin konusunda, bu çatı altında alınan kararların, UNESCO’nun yumuşak gücü ve kültür diplomasisi yoluyla çözüm arayışlarını kolaylaştıracak şekilde hayata geçirilmesi için, “şimdi” zaman müsaittir. “Yarın” “çok geç olabilir.
Karşımızdaki bir diğer çok önemli mesele, çığ gibi büyüyen göç krizidir. Türkiye, krizin başından bu yana izlediği açık kapı politikası neticesinde, bugün 2 milyonu aşkın Suriyelinin topraklarına sığınmasına imkân sağlamıştır. Uluslararası yardım almaksızın, ulusal bütçemizden milyarlarca Dolar sarfederek, bu insanlara barınma, asayiş, gıda, eğitim ve sağlık hizmeti sunmaya devam ediyoruz. Türkiye beşeri sorumluluk ve vecibelerini yerine getirmekten gurur duymaktadır.
Değerli Meslektaşlarım,
Türkiye, Yürütme Kurulu’na 2017-2021 dönemi için adaylığını koymuştur. Ulusal gelişim ve ihtiyaçlardan edindiğimiz birikim ve deneyimlerimizle UNESCO’ya nitelikli entelektüel katkılarda bulunabileceğimize, bölgesel ve küresel işbirliği motivasyonumuzun sağladığı artı değerle örgüte ivme kazandıracağımıza inanıyoruz. Bizi destekleyeceğinizi umuyor ve size güveniyoruz.
Teşekkür ederim.