UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

Duyuru

Türkiye COVID-19 Döneminde Kültürü Yeniden Keşfetme Fırsatını Yakalıyor

4.3.2021

2019 yılının sonundan bu yana insanlığın karşı karşıya olduğu ve mücadele ettiği COVID-19 pandemisi, dünya çapında kültür alanını kaçınılmaz olarak etkilemektedir. Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığında Kültür ve Turizm Uzmanı olan Burcu Özdemir, krizin sektördeki ve kendi günlük çalışmalarındaki etkisini bu söyleşi ile resmediyor. Ankara Üniversitesi mezunu ve arkeoloji uzmanı olan Sayın Özdemir, 2014’te Türkiye tarafından UNESCO Genel Merkezi’nde bulunan Dünya Miras Merkezi’nde görevlendirilmişti. Bu yılın başında ise Bakanlığa tekrar katıldı.

Türkiye, COVID-19 ile nasıl mücadele ediyor ve alınan önlemler nelerdir?

Türkiye, pandemiyi hem sosyal hem de tıbbi açıdan ele almaktadır. Sağlık sektörü, hastaların tedavisine odaklanırken hükûmet, koronavirüsün yayılmasını önlemek için kısıtlayıcı önlemler uygulamaktadır.

Şu anda, hafta sonları saat 20.00’den 10.00’a kadar kısmi sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır. 65 yaşından büyük ve 20 yaşından küçük nüfus, hafta içi sadece 10.00’dan 16.00’ya kadar dışarı çıkmaya izinlidir. Restoranlar ve kafeler yalnızca paket servis için açıktır.

Dünyadaki birçok ülkede olduğu gibi önlemlerin sıkılaştırılması ve gevşetilmesi COVID-19’un enfeksiyon oranına ve vaka sayılarına bağlıdır. Türkiye’nin Koronavirüs Bilim Kurulu, durumu incelemek için düzenli olarak toplanmakta ve bu doğrultuda hükûmete tavsiyelerde bulunmaktadır.

Türkiye’de COVID-19 önlemlerinden dolayı okullar ve üniversiteler kapalı bulunmaktadır. Öğretim, uzaktan ve dijital platformlar üzerinden gerçekleştirilmektedir. Sanat yerlerine ve müzelere ziyaretler askıya alınmıştır. Özgün sanat eserleri ve objelerle, başka hiçbir yerde görülemeyecek yapıtlarla çevrili bir mekâna girmenin büyülü bir yanı vardır.

Kültürel mirasın korunmasına yönelik günlük çalışmalarınız ve faaliyetleriniz ile özellikle de karantina döneminde risk altındaki ören yerleri, COVID-19 pandemisinden nasıl etkilendi?

İnsanlığın COVID-19 salgınına karşı zorlu mücadelesi kaçınılmaz olarak kültür alanını yani medeniyetin, insanlığın ve toplumsal kimliğinin temel unsurlarından birini etkiledi. Özellikle ören yerlerine gelirsek sokağa çıkma yasağı bu alanları fiziksel olarak erişilemez hâle getirdi. Dolayısıyla ören yerleri, müze kompleksleri ve açık hava müzeleri kapatılmak zorunda kaldı.

Bu planlanmamış kısıtlamalara karşılık olarak yenilikçi çözümler bulundu. COVID-19’a karşı esnek yanıtımız; herkesin erişebildiği sanal etkinlikleri, müze ve ören yeri turlarını, ayrıca Bakanlığın resmî web sitesi ve sosyal medya hesaplarındaki diğer aktiviteleri içermektedir. 20’den fazla sanal müze ve ören yeri bu adresten ziyaret edilebilir: https://sanalmuze.gov.tr

Küçük sergiler veya yarışmalar da Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya siteleri aracılığıyla paylaşılmaktadır. Bu girişimler, daha önce ören yerlerine pek ilgi duymayan insanlara bu zorlu dönemde keşfedilmemiş bir dünyanın kapılarını açmıştır. Zaman, modern yaşamda birçok insan için böyle bir keşfin önünde duran ana engellerden ve zorluklardan biridir. Yoğun programlar ve uzun çalışma saatleri nedeniyle birçok insanın kültürü keşfetmek için nadiren zamanı olmaktadır. Karantina süresince insanlar, kitap ve makale okumaya daha fazla vakit ayırarak ayrıca kültüre ve kültürel etkinliklere merak sararak bu eksikliği telafi etmeye başlamışlardır.

Buna karşılık olarak Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, insanların dikkatini çekmek için müzeler, ören yerleri ve dünya tarihi hakkında resmî ve güvenilir bilgiler içeren sanal etkinlikler başlatmıştır. Bilgi işlem uzmanlarının ve Bakanlıktaki uzmanların dâhil olduğu bir ekip, içerik üretmek ve bu etkinlikleri denetlemek için birlikte çalışmıştır. Aldığımız geri bildirimlere göre pandemi, insanların geçmişlerini derinlemesine keşfetmesine ve anlamasına olanak sağlamıştır.

Bir karar mercii olarak mevcut durumu insanlık ve miras açısından nasıl yönetiyorsunuz? Durum tekrar normale döndüğünde uygulamayı planladığınız COVID-19 sonrası önlemler hakkında bize daha fazla bilgi verebilir misiniz?

Pandemi, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de turistik yerleri ve ekonomiyi etkilemektedir. Krizin özellikle Dünya Mirası ve ören yerleri üzerindeki uzun vadeli etkilerini göz önünde bulunduran Türkiye, COVID-19 sonrası şartlarında daha dirençli bir turizm ekonomisi inşa etmek için önlemler geliştirmektedir.

Virüsü kontrol altına almak, birinci derecede öneme sahip olmakla birlikte personelimizin sağlığını korumaya öncelik vermekteyiz. Bunu sağlamak için gerekli tüm önleyici tedbirleri uygulayıp her şeyi yapmaya kararlıyız. İş yerimiz; dezenfeksiyon, sosyal mesafe, esnek çalışma saatleri ve koruyucu ekipman kullanımı gibi önlemlere uymaktadır.

Kültürel mirasın korunması, denetim süreci, güvenlik önlemleri ve koruma projeleri üzerine olan çalışmalarımız hiçbir zaman kesintiye uğramamıştır. Yasadışı faaliyetler gerçekleşmeden önce harekete geçen ek kamera ve gözetim sistemleri kurulmuştur.

Dünyadaki tüm sektörler, zorlu bir döneme girecektir. UNESCO gibi kuruluşlar, taraf devletlerin iş birliğiyle COVID-19 sonrası dönemde kültür sektörünü geliştirmek için uluslararası ve bölgesel düzeyde sinerji yaratmada büyük rol oynayacaktır. Pandemiden sonra barış, karşılıklı anlayış ve saygı daha da önem kazanacaktır: Kültür, bunlar arasındaki köprüyü oluşturmaktadır.

Toplumsal cinsiyet açısından bakıldığında COVID-19 pandemisi meslektaşlarınızla ilişkilerinizi etkiliyor mu?

Bu pandeminin yan etkilerine en çok kadınlar maruz kalmaktadır. Evde kalıp çocuklarına bakmak zorunda kalan bekâr anneler ve bağımlı çocuklara sahip anneler için okulların kapatılması ve çevrim içi eğitime geçiş kolay olmadı. Kadın meslektaşlarımdan bazıları bekâr anne. Onları desteklemek için elimizden geleni yapmaktayız.

Karantina ve sınırlamalar benim için zor oldu. Seyahat etmeyi, arkadaşlarımla buluşmayı ve grup etkinliklerine katılmayı seven, oldukça sosyal biriyim. Günlük rutinimdeki ve etkinliklerimdeki değişikliklerle baş edebilmek için çare olarak ailemle sürekli sanal olarak bağlantı hâlindeyim ve uzakta yaşayan akrabalarım ve arkadaşlarımla tekrar görüşüyorum.

Kültürel mirasın korunması, içinde bulunduğumuz zamanlarda kritik öneme sahip. Türkiye’nin tarihi eser kaçakçılığında görülen artışla mücadele etmekte olduğu bildirildi. Son aylarda gerçekleşen ve bizimle paylaşabileceğiniz herhangi bir olay var mı?

Departmanımız, ulusal ve uluslararası güvenlik ve polis teşkilatlarıyla yakın iş birliği içinde çalışmaktadır. Dolayısıyla yardımlarımızla birlikte bu hizmetler, geçtiğimiz aylarda ulusal ve uluslararası kaçakçılık faaliyetlerini engellemiştir.

Ayrıca Bakanlığın çalışmaları esas olarak sahadaki yasadışı faaliyetleri önlemeye ve güvenlik açıklarını sınırlamaya odaklanırken son zamanlarda Avrupa pazarlarındaki çevrim içi satışlarda, büyük olasılıkla yasadışı kazılar yoluyla yağmalanmış olan, artan sayıda Anadolu eseri tespit edilmiştir. Çeşitli yerlerde görülen çamurlar, dallar veya kırık parçalar; eserlerin profesyonel olarak işlenmediğini göstermektedir.

Bu bilgiler ışığında, eserlerin kaynağı olan ülkelerin aldığı önlemlerin yanı sıra pazar ülkelerinin de kendi topraklarında gerçekleşen çevrim içi satışları denetlemek ve gerekli yasal işlemleri başlatmak için adım atması gerektiğine yürekten inanıyorum.

Bağlantılar

https://en.unesco.org/news/turkey-grasps-opportunity-rediscover-culture-times-covid-19 adresinde yayınlanmış olan metinden yararlanılarak Türkçeleştirilmiştir.