Dünya benzeri görülmemiş zorluklarla uğraşırken, Nelson Mandela Uluslararası Günü, daha adil ve barışçıl bir dünya için mücadele eden bu ünlü devlet adamının mirasını düşünmek için bir fırsat sunmaktadır.
Çünkü onun çok güzel ifade ettiği gibi, “Hiç kimse başka birinden nefret ederek doğmaz [...]. İnsanlar nefret etmeyi öğrenir ve nefret etmeyi öğrenebiliyorlarsa, sevmeyi de öğrenebilir.”
Kadınların ve erkeklerin zihinlerinde barışı inşa etmeye çalıştığımız UNESCO'da, bu sağlam inanç yaptığımız her şeyin temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle, her yıl 18 Temmuz'da, hayatı ilham kaynağı olmaya devam eden Nelson Mandela'nın doğum gününü kutluyoruz.
UNESCO, Mandela'nın milliyet, cinsiyet veya ırk ayrımı gözetmeksizin tüm insanların temel haklarını savunma mücadelesini sürdürmektedir. Mandela'nın hayatını ve mirasını onurlandırma konusundaki kararlılığımız, tüm girişim ve programlarımızda açıkça görülmektedir.
Örneğin, Güney Afrika ile işbirliği içinde, apartheid (ırk ayrımcılığı rejimi) karşıtı mücadelede önemli olayları yansıtan 14 yerden oluşan Nelson Mandela Miras Alanları'nın 2024 yılında Dünya Miras Listesi'ne kaydedilmesi için yaptığımız çalışmalar bu çabaların bir örneğidir. Bu alanlar, 1999 yılında listeye kaydedilen ve Nelson Mandela'nın apartheid'a karşı direnişi nedeniyle 10.000 gün hapis yattığı Robben Adası'na katılmıştır.
Ayrıca, bu yılın Mayıs ayında dördüncü kez düzenlediğimiz Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Küresel Master Class Serisi ile yaptığı gibi, onun mücadelesini sürdürmek için eğitimin gücünü harekete geçirmekteyiz. Bu serinin 2019 yılında başlatılmasından bu yana, 17.000'den fazla genci, topluluklarında ırkçılık ve ayrımcılığın altında yatan mekanizmaları yıkma konusunda güçlendirdik.
Daha genel olarak, Nelson Mandela'ya olan bağlılığımız, bireylerin, grupların ve toplumların ortak insanlıklarını ifade etmelerini sağlayan tüm kültürel ifade biçimlerini kutlamamızda görülmektedir. Bu bağlılık, basın özgürlüğünü, medyayı ve bilgi okuryazarlığını destekleme çalışmalarımızda da görülmektedir, çünkü eleştirel düşünme, nefret söylemine karşı güçlü bir kaledir.
Bu yıl, Güney Afrika başkanlığındaki G20'nin ayrıcalıklı ortağı olarak UNESCO, Nelson Mandela'nın hayatının ve çalışmalarının merkezinde yer alan Bantu halklarının hümanist felsefesi olan Ubuntu ruhunu benimsemekten gurur duymaktadır. Bu felsefenin merkezinde, insanların birbirleriyle bağlantılı olduğu ve izolasyon içinde gelişemeyeceği inancı yatmaktadır: Ben, biz olduğumuz için varım.
Nelson Mandela, ırkçılığı ve ayrımcılığı, baskıcıların “önyargı ve dar görüşlülüğün parmaklıkları arkasında kilitli kaldıkları” bir hapishane olarak tanımlamaktadır. Birlikte, bu engelleri aşmalı ve Mandela'nın mirasını ilerletmeliyiz. Birlikte, ortak insanlığımızı hatırlamalıyız.
Bu yazı için https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000394753?posInSet=34&queryId=N-9d3d2ecb-5cc4-4d6a-a243-3ecc5c168396 adresinde yer alan metinden faydalanılmış, yazının Türkçe çevirisi yapılmıştır.