UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

Somut Olmayan Kültürel Miras İhtisas Komitesi

Sıkça Sorulan Sorular

Somut Olmayan Kültürel Miras Nedir?

Kültürel miras anıtlar ve objelerin koleksiyonu ile sınırlı değildir. Kültürel miras aynı zamanda, atalarımızdan miras kalan ve torunlarımıza aktarılan nesilden nesle aktarılan sözlü gelenekleri, gösteri sanatlarını, ritüelleri, şölenleri, toplumsal uygulamaları, doğa ve evrenle ilgili uygulamalar veya el sanatları üretmek için kullanılan beceriler gibi gelenekleri veya yaşayan ifadeleri de kapsar. Bunlar her ne kadar somut olmasa da – elle tutulabilir nitelikte olmamalarından dolayı – kültürel mirasımızın çok önemli bir parçasını oluştururlar. Bu, somut olmayan kültürel mirastır; biz çevremize yanıt olarak uygulamalar ve gelenekler geliştirirken şekillenen ve devamlı olarak yeniden üretilen, mirasın yaşayan bir formu. Somut olmayan kültürel miras kültürümüzle ilişkili bir aidiyet ve kimlik hissi sağlar. Dünya değişirken, modernleşme ve makinalaşma bu yaşam sürecinin bir parçasıdır – hatta birçok durumda yaratıcılığa yardımcı olabilir ve teşvik edebilir. Öte yandan, insanlar halen somut olmayan kültürel mirasın ortaya çıkmasında ve aktarılmasında kilit rol oynamaktadır.

Topluluklar, kolektif olarak somut olmayan kültürel mirası yaratan, taşıyan ve gelecek nesillere aktaranlardır. Bir topluluk başkalarının uyguladığına benzer bir miras ifadesini paylaşıyor olabilir. Bunlar ister komşu bir köyden ister dünyanın öteki ucundaki bir şehirden olsun veya farklı bir bölgeye göç etmiş ve yerleşmiş kişilerce benimsensin, bunların tamamı somut olmayan kültürel mirastır. Çünkü bu unsurlar nesilden nesle aktarılmış, çevrelerine göre evrilmiş, toplumlara aidiyet ve devamlılık duygusunun verilmesine katkı sağlamıştır. Benzer mirasın paylaşılması başkalarına saygı ve anlayışı teşvik eder ve toplumsal uyumu güçlendirir. Somut olmayan kültürel mirasın farklı biçimlerini öğrenmek kültürlerarası diyaloğa ve diğerlerine saygı duymaya teşvik eder.


 ‘Koruma’ (Safeguarding)?

Canlı tutulabilmesi için, somut olmayan kültürel miras toplumla ilişki içerisinde olmalı, devamlı olarak yeniden üretilmeli ve nesilden nesile aktarılması gerekmektedir. Yardım olmadan bazı somut olmayan kültürel mirasların yok olması/ölmesi riski bulunmaktadır, ancak bu konu açısından “koruma (protection)” genel ve olağan anlamıyla koruma anlamına gelmemektedir; çünkü bu anlamda koruma somut olmayan kültürel mirasın sabit hale getirilmesine veya dondurulmasına yol açabilir. Bu bağlamda “koruma (safeguarding)”, somut olmayan kültürel mirasın yaşayabilirliğini garanti altına almak yani devamlı yeniden yaratım ve aktarım sağlamak demektir. Somut olmayan kültürel mirasın korunması bilgi, beceri ve anlam aktarımı ile ilgilidir. Bu anlamıyla “koruma (safeguard)”; somut olmayan kültürel mirasın ortaya çıkardığı dans performansları, şarkılar, müzik aletleri, el sanatı ürünleri gibi somut ürün ve ifadelere değil, aktarımın ihtiva ettiği süreçlere veya nesilden nesile aktarıma odaklanır.

Somut olmayan kültürel mirası taşıyan ve uygulayan topluluklar, somut olmayan mirasları tanımlamak ve korumak için en iyi konumda olanlardır. Öte yandan, yabancılar da korumaya yardımcı olabilir. Örneğin; somut olmayan kültürel mirasa ilişkin bilgi toplama da, bunlar hakkındaki bilgiyi kayıt altına alma da toplulukları destekleyebilir veya somut olmayan kültürel mirasla ilgili bilgileri okullar, kolejler ve üniversiteler de eğitim gibi daha resmi yollarla aktarabilirler. Somut olmayan kültürel miras hakkında bilginin medya yoluyla teşviki korumaya destek olmanın bir diğer metodudur.

Yine de somut olmayan kültürel miras ne pahasına olursa olsun her zaman korunmamalı veya yeniden canlandırılmamalıdır. Her yaşayan şey gibi, somut olmayan kültürel miras da bir yaşam döngüsü takip etmektedir ve bu nedenle bazı unsurlar yeni ifade formlarını doğurduktan sonra kaybolmak durumundadır. Kaybolmanın (disappear)  nedeni bazı somut olmayan kültürel miras formlarının bahse konu mirasın ilgili topluluklarca alakalı, faydalı veya anlamlı görülmemesi olabilir. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinde belirtildiği gibi, sadece topluluklar tarafından benimsenen ve topluluklara bir aidiyet, devamlılık duygusu sağlayan somut olmayan kültürel miraslar bu anlamda koruma (safeguard) altına alınacak miraslardır.

Her koruma (safeguard) önlemi ilgili topluluğun katılımı ve rızasıyla geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Hatta bazı durumlarda, bir topluluğun mirasının korunmasında kamu müdahalesi topluluk açısından mirasın değerini çarpıtabilme ihtimali bulunduğundan tercih edilmeyebilecektir. Dahası, koruma (safeguard) önlemleri her zaman mirasın spesifik boyutlarına erişimi yöneten geleneksel uygulamalara saygı göstermelidir. Örneğin, gizli veya kutsal somut olmayan kültürel miras beyanları/manifestoları ile ilgili düzenlemelerde durum böyle olabilir.


Neden Korumalıyız?

Somut olmayan kültürel miras önemlidir, çünkü bugünümüz üzerinden geçmişimizle geleceğimizi birbirine bağlayan bir aidiyet ve kimlik duygusu verir. Somut olmayan kültürel miras anlayışı aynı zamanda kültürlerarası diyaloğun geliştirilmesine yardımcı olur ve farklı yaşam tarzlarına/tercihlerine karşılıklı saygıyı teşvik eder. Somut olmayan kültürel miras hem sosyal hem ekonomik olarak önemlidir. Sosyal uyumu artırır ve bireylerin topluluğun veya geniş anlamda toplumun bir parçası olduklarını hissetmelerine yardımcı olur.

Somut olmayan kültürel mirasın değeri toplulukların kendilerince tanımlanır – bu manifestoları/anlatımları miraslarının parçası olarak tanıyacak ve bunları değerli bulacak olan onlardır. Somut olmayan kültürel mirasın sosyal değeri ticari değere dönüştürülebilir veya dönüştürülmeyebilir. Somut olmayan kültürel mirasın spesifik bir topluluk açısından ticari değeri iki taraflıdır:  O topluluk içinde aktarılan bilgi ve beceriler, ve bu bilgi ve becerilerin sonucu olarak ortaya çıkan ürün. Doğrudan ekonomik değere örnekler; patentli ilaçlar yerine geleneksel yöntemlerle üretilen ilaçların (farmakope – pharmacopeia) topluluk tarafından tüketimi; bir performansın biletlerinin satılması, el sanatının ticareti, turist çekmek gibi, üretilen ürünlerin ticari kullanımı olabilir.

Ancak somut olmayan kültürel miras topluluğun kendisi tarafından ürünlerinin tüketimi veya başkaları tarafından ticaretinden kaynaklanan doğrudan ekonomik değere sahip değildir. Somut olmayan kültürel miras, topluluğa aidiyet ve devamlılık duygusu verilmesinde temel rol oynayarak sosyal uyumu destekler ki bu olmadan kalkınma mümkün değildir. Somut olmayan kültürel mirasın bu dolaylı değeri sıklıkla enformel yollarla aktarılan bilgi,  diğer ekonomik sektörlerde sahip olduğu etki ve kalkınma için temel bir yük olan çatışmaları engelleme ve çözme kapasitesinden kaynaklanmaktadır.

Yılda bir düzenlenen ve topluluk dışından insanların ilgisini çeken bir festival bu sene düzenlenmezse ne kaybedilir? Topluluğa festivali ortaklaşa düzenlemeleri ve festivalde gösteri yapmalarına imkân sağlayan bilgi ve becerileri öğretmek için ne kadarı gereklidir? Tarım için kullanılan geleneksel su veya toprak yönetim sistemleri kısa süreli kâr odaklı pazar sistemleri için bozulursa ne kaybedilir?

Toplulukları somut olmayan kültürel miraslarından mahrum bırakmanın bedeli doğrudan ya da dolaylı ekonomik değer ortadan kalktığında veya topluluğun karşılıklı anlayışı ve sosyal uyumu tehdit altında olduğunda ortaya çıkan ekonomik zarardır.  Somut olmayan kültürel mirasın erozyonu veya gelecek kuşaklara aktarılmasının kesilmesi topluluğun sosyal imlerinden (marker) mahrum bırakabilir, marjinalizasyon/ötekileştirme ve yanlış anlamalara yol açabilir ve kimlik kaybına ve çatışmalara neden olabilir.


Neden UNESCO?

Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim Kültür Kurumu (UNESCO), Birleşmiş Milletlerin daha barışçıl bir dünya için uluslararası işbirliğini geliştirmek üzere eğitim, sosyal bilimler ve doğa bilimleri, kültür ve iletişim alanında çalışan uzman kurumudur. Anılan hedefe ulaşmak için UNESCO farklı roller üstlenmektedir. Gelişen etik meseleler için evrensel uzlaşıyı sağlamak üzere bir standart belirleyici ve fikir laboratuvarı olarak hareket etmektedir. Aynı zamanda bilginin yayılmasını ve paylaşılmasını sağlamak üzere 193 tam üye devlet ve 11 ortak üyeye insan kapasitelerini geliştirmeleri için yardımcı olmaktadır. Birleşmiş Milletler içinde kültür alanında spesifik görev ve yetki sahibi olan tek kuruluş olarak UNESCO, paylaşılan değerlere saygıya dayalı diyaloğun koşullarını yaratmak için çalışmakta ve uluslararası işbirliğini teşvik etmektedir. Kurum 60 yıldan uzun bir süredir somut olmayan kültürel miras alanında çalışmaktadır ki bu çalışmalar 2003 yılında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinin kabulüne yol açmıştır.


Neden bir Uluslararası Anlaşma?

Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin 2003 yılında UNESCO Genel Konferansında kabulü,  UNESCO’nun üye devletlerinin bu mirası korumak üzere hukuki, idari, mali çerçeveyi sağlamak için uzun süreli çabalarının bir sonucudur. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi, yazılı formda hazırlanmış ve devletlerarasında kabul edilmiş bir uluslararası anlaşmadır ve uluslararası hukuk tarafından yönetilmektedir. Sözleşmeyi imzalayan devletler, onun düzenlemelerine bağlı olduklarına yönelik iradelerini beyan etmektedirler. Böylece devletler “taraf devlet” haline gelmekte ve Sözleşmenin içerdiği tüm haklardan faydalanmakta ve tüm yükümlülükleri üstlenmektedirler. 2003 Sözleşmesi’nin temel amaçları somut olmayan kültürel mirasın korunması, somut olmayan kültürel mirasa saygının temini, somut olmayan kültürel mirasın önemi hakkında farkındalık yaratmak ve bu alanlarda uluslararası işbirliği ve desteğin sağlanmasıdır. Sözleşme toplulukların ve grupların somut olmayan kültürel mirasın korunmasında toplulukların ve grupların rolüne odaklanmaktadır ve ürünlerden çok süreçlerle ve koşullarla ilgilenmektedir. İnsanlar tarafından sıklıkla kolektif olarak ve çoğunlukla yaşayan deneyimlerle aktarılmakta olan yaşayan mirasa önem vermektedir/vurgu yapmaktadır.

Toplulukların önemli gördüğü mirasla ilgilenir, yaratıcılık ve çeşitliliğin teşvikine, toplulukların, grupların ve geniş anlamda toplumun refahına katkı sağlamaya çaba harcar, böylece barışçıl kalkınma ve beraber yaşamayı temin eder.


Sözleşme Nasıl Çalışır?

Sözleşme ulusal ve uluslararası düzeyde bir dizi koruma önleminin uygulanmasını önermektedir.

Ulusal düzeyde, Sözleşme devletin egemenlik alanında mevcut somut olmayan kültürel mirasın korunmasını gerektirmektedir. Her devletin unsurlarını toplulukların, grupları ve ilgili STK’ların katılımıyla belirlemesi ve tanımlamasını talep etmektedir. Devletler, somut olmayan kültürel mirasın envanterini oluşturmalı, düzenli olarak güncellemelidir. Sözleşme aynı zamanda somut olmayan kültürel miras alanında bazı koruma önlemleri ile farkındalık yaratmaya, kapasite geliştirmeye ve eğitim önlemlerinin alınmasına yönelik önlemler önermektedir. Uluslararası düzeyde, Sözleşmeye taraf olan tüm devletler iki yılda bir Sözleşmeye Taraf Devletler Genel Kurulu’nda bir araya gelmektedir. Genel Kurul, Sözleşme’nin uygulanması için stratejik yönelimleri belirlemekte ve Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükûmetler arası Komitesinin 24 üyesini seçmektedir. Hükûmetler arası Komite, Sözleşmenin amaçlarını teşvik etmek ve uygulanmasını takip etmek için her yıl toplanmaktadır.

Komitenin işlevlerinden bir tanesi Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Uygulama Yönergesini hazırlamaktır. Uygulama Yönergesi Sözleşme hükümlerinin etkin uygulanmasına yol gösteren rehber ilkeleri içerir. Genel Kurul ilk Uygulama Yönergesini 2008 yılı Haziran ayında benimsemiş ve düzenli olarak Yönergeyi tamamlamaya ve güncellemeye sonraki toplantılarında devam etmiştir. Uygulama Yönergesi diğer düzenlemelerinin yanı sıra, somut olmayan kültürel mirasın, Sözleşmenin listelerine kaydı için takip edilmesi gereken prosedürleri, uluslararası mali yardım taleplerine ilişkin düzenlemeleri, Komitede danışman sıfatıyla hareket edecek sivil toplum kuruluşlarının akreditasyonu veya Sözleşmenin uygulanmasına katılacak toplulukların dâhil edilmesine ilişkin süreçleri belirtir.


Somut Olmayan Kültürel Miras, Sözleşme Altında Uluslararası Olarak Nasıl Tanınır/Kabul Görür?

Sözleşme insan haklarına ilişkin uluslararası anlaşmalara uygun olan ve topluluklar arasında karşılıklı saygının ve sürdürülebilir kalkınmanın gereksinimlerini karşılayan somut olmayan mirasın korunmasını amaçlamaktadır. Her ne kadar sadece Sözleşmeye taraf devletler Komitenin değerlendirmesi için somut olmayan kültürel miras unsurları aday gösterebilseler de, bu teklifin ilgili topluluk ya da grubun tam katılımı ve rızasıyla yapılması gerekmektedir.

Komite tarafından seçilirse, somut olmayan kültürel miras unsuru Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi veya İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedilecektir. Ayrıca, Komite Sözleşme’nin amaç ve prensiplerini en iyi yansıttığı için seçtiği program, proje ve aktiviteler sicili yayınlamakta ve güncellemektedir. Bu program, proje ve aktiviteler en iyi koruma örnekleri olarak hizmet verebilmekte ve iyi uygulama örneği olarak dağıtılmaktadır. Listelerin en önemlisi Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesidir çünkü bu liste yaşayabilirliği/canlılığı – ki bu devamlı yeniden yaratılması ve aktarılması anlamına gelmektedir – tehdit altında olan somut olmayan kültürel miras ifadeleri ve tezahürleri/manifestoları korumak için uygun önlemleri almayı hedeflemektedir.

Temsili Listeye kayıt, somut olmayan kültürel mirasın görünürlüğü ve farkındalığının temin edilmesine katkı sağlar (diğer bir ifadeyle somut olmayan kültürel mirasın önemi üzerine farkındalığı artırılmasının ve bu önemli mirasın görünürlüğünün sağlanmasının aracıdır). Böylece Liste dünya genelinde kültürel çeşitliliği yansıtır ve insan yaratıcılığına tanıklık eder.

Bu listelere kayıtın yarattığı görünürlük, azınlık gruplarının takdirine etki edebilir ve hatta listeye kaydedilen miras unsurunu taşıyan ve uygulayan topluluklar ve grupların dayanıklılığını artırabilir, özgüvenlerini güçlendirebilir. Diğer yandan, bu artan ilginin somut olmayan kültürel miras üzerinde zararlı etkisi olmamasına dikkat edilmelidir. Örneğin; artan turizm, grup ve topluluklar turistlerin taleplerine uymak için mirası değiştirmesine veya bir yaşayan ifadeyi diğerine tercih ederek grup ve topluluklar arasında farklılıklar yaratmasına yol açabileceğinden, somut olmayan kültürel miras açısından bozan etkisi yaratabilir. Aynı zamanda, “folklorizasyon” süreci aracılığıyla mirasın dondurulması, “otantiklik/özgünlük” arayışı veya gizli veya kutsal bilgiye erişimi düzenleyen örf/adet/geleneklere riayet etmeme/uymama tehlikeleri de bulunmaktadır. Gerçekten de bu durum somut olmayan mirasa kültürel değer yerine  “pazar değeri” biçilmesine, böylece uygunsuz ticari istismara açık hale getirilmesine yol açabilir.

Bir somut olmayan kültürel miras unsuru aynı anda hem Temsili Listeye hem de Acil Koruma Listesine kaydedilemez. Çünkü bu iki listenin amacı farklıdır ve her ikisi için de farklı kayıt kriterleri, adaylık süreçleri uygulanmaktadır.


Diller veya Dinler Sözleşme Altında Somut Olmayan Kültürel Miras Olarak Kabul Edilebilir Mi?

Her ne kadar dinler topluluklara bir aidiyet ve devamlılık duygusu sağlasa da Sözleşme içine dâhil edilmemişlerdir. Diğer yandan, Sözleşme dinlerden ilham alan kültürel uygulamalara ve ifadelere atıfta bulunmaktadır. Örneğin, toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler Sözleşmenin 2. Maddesinde somut olmayan kültürel miras alanları olarak tanımlanmıştır. Sözleşme dilleri de tek başına veya bir bütün olarak (gramer, vokabüler, sintaks) içermemektedir ancak bunları somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasının temel araçlarından olduğunu belirtmektedir. Sözlü gelenekler ve ifadeler dil olmadan var olamazlar. Buna ek olarak, – evren hakkındaki bilgiden ritüeller ve el sanatlarına kadar – neredeyse her tür somut olmayan kültürel miras gündelik uygulamaları ve nesilden nesile aktarılmaları için dille bağlantılı ya da dile dayalıdır.


Devletler Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması İçin Ne Yapabilir?

Somut olmayan kültürel mirası yaratan ve hayatta tutanlar olarak topluluklar onun korunmasında ayrıcalıklı yere sahiptir. Bazen, bunu tek başına yapma imkânına veya gücüne sahip olmayabilirler. Bu durumda devlet veya kurumlar, kuruluşlar ve organizasyonlar yaşayan miraslarını korumalarında onlara yardımcı olmak üzere onlarla birlikte çalışabilirler.

Sözleşme aracılığıyla devletler egemenlik alanlarında mevcut tüm somut olmayan kültürel miraslarını içermesi gerekli envanterler oluşturmak ve güncellemek yoluyla korumaya yardımcı olmaya teşvik edilmektedirler. Bu yolla devletler sınırları içinde bulunan mirasları, kaybolma tehlikesi altında bulunanlar da dâhil, değerlendirmekte, bunlar hakkında farkındalığı artırmakta, ilgi yaratmakta ve ilgiyi yenilemekte ve daha da önemlisi aktif, sürekli değişen bir yaşayan miras formuna ışık tutmaktadır/ortaya çıkarmaktadır. Devletler envanterlerini istedikleri tarzda oluşturmakta serbesttirler. Ancak topluluklar envanterleme çalışmalarına aktif olarak dâhil edilmeli ve somut olmayan kültürel miras unsurları envanterlerde koruma önlemlerinin oluşturulmasına yardımcı olacak şekilde iyi tanımlanmalıdır.

Devletler aynı zamanda somut olmayan kültürel mirasa erişimi temin ederken mirasın spesifik yanlarını yöneten örf/adet/geleneksel uygulamalara saygı gösteren yasal, teknik, idari ve mali önlemler alabilirler. Yine,  dokümantasyon kuruluşlarının yaratılması veya güçlendirilmesine yönelik önlemler belirleyebilirler. Peki, dokümantasyon somut olmayan kültürel mirasın dondurulmasına yol açabilir mi? Eğer devlete dokümantasyonun yapıldığı anda bu mirasın durumunu göstermeyi amaçlıyorsa hayır. Eğer bir somut olmayan kültürel miras unsuru tehdit ya da tehlike altındaysa, kayıtlar unsurun karşı karşıya kaldığı riskleri de yansıtmalıdır. Yaşayan mirasın takip altında tutulması bu yüzden hayatidir zira tehditler hızlıca tespit edilebilir ve düzeltici önlemler alınabilir.

Ayrıca, devletler somut olmayan kültürel miras için toplumda tanınırlığı ve saygıyı özellikle de eğitsel, farkındalık yaratıcı ve bilgilendirici programlar, somut olmayan kültürel mirasın korunması için kapasite geliştirme faaliyetleri ve bilginin aktarılması için enformel yolların desteklenmesi yoluyla temin etmelidir.


Somut Olmayan Kültürel Mirasımı Korumak İçin Fon/Kaynak Alabilir Miyim?-

Kaynak talepleri yalnızca devletlerce yapılabilir. 2003 Sözleşmesi altında mali programlara, projelere ve diğer faaliyetler için bir fon kurulmuştur. Fonun dağıtımında, özel dikkat gelişmekte olan devletlere ve özellikle de az gelişmiş ülkelere gösterilmektedir. Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine dâhil edilmiş miraslara ve envanterlerin oluşturulmasına bahse konu fonların dağıtılmasında özel öncelik tanınmaktadır. Fon ayrıca acil destek sağlanması veya somut olmayan kültürel miras uzmanlarının, toplulukların ve grupların üyelerinin Hükûmetler arası Komite toplantılarına katılımlarını sağlamak için de kullanılmaktadır. Uluslararası destek talebinde bulunmak için tüm formlar ve prosedürler www.unesco.org/culture/ich/en/forms adresinde mevcuttur. UNESCO Sekretaryası Genel Merkezde, UNESCO Millî Komisyonları ve yerel otoriteler sahada bu destek taleplerinin hazırlanmasına yardımcı olabilirler.


Fikrî Mülkiyet Hakları Bu Sözleşme Tarafından Ele Alınır Mı?

Sözleşme somut olmayan kültürel mirasın spesifik çıktılarının fikri mülkiyet hakları aracılığıyla hukuki korunmasından ziyade, somut olmayan kültürel mirasın kendisinin korunmasına – ki bu mirasın kendinin tanımlanması ve belirlenmesi yoluyla devamlı olarak yeniden yaratılmasının ve aktarılmasının temin edilmesidir – odaklanır. Telif hakları aracılığıyla hukuki koruma uluslararası düzeyde genel itibariyle Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO)’nün yetkinlik alanına düşmektedir. Yine de Sözleşme 3. Maddesinde, hükümlerinin taraf devletlerin fikri mülkiyete ilişkin herhangi bir uluslararası düzenlemeden doğan hak ve sorumluluklarını etkileyecek şekilde değerlendirilemeyeceğini belirtmektedir.

Fikri mülkiyet haklarının mevcut yasal çerçevede somut olmayan kültürel mirasla ilgili konularda uygulanması pek de tatmin edici değildir. Temel güçlükler mirasın evrilen ve paylaşılan doğası ve çoğu zaman mülkiyetine kolektif olarak sahip olunmasıdır. Gerçekten de, somut olmayan kültürel miras onu taşıyan gruplar ve toplulukların sürekli yeniden üretimi sayesinde evrilirken, dans performansı, bir şarkının kaydedilmiş yorumu, tıbbi bitkinin patentli kullanımı bu somut olmayan kültürel mirasın dondurulması ve doğal evriminin aksamasına yol açabilir. Dahası, topluluklar mirası yaratan, himaye eden ve aktaranlar olduklarından mirasın ortak sahibini/malikini belirlemek de güçtür.