UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

Duyuru

UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay’ın Dünya Sanat Günü Üzerine Mesajı

15.4.2020

Kenetlenmek, ilham vermek, yatıştırmak ve paylaşmak: bütün bunlar, sanatın COVID-19 salgını sırasında önemi açıkça belirgin hale gelmiş güçleridir. Bugün virüsten doğrudan etkilenen yüz binlerce insan bulunurken, milyarlarca insan ise ya evlerinde kendilerini koruma altına almış vaziyetteler ya da ön salgına karşı verilen savaşta yer almaktadırlar.Bu yıl ilkini kutladığımız Dünya Sanat Günü, sanatın kriz zamanlarında birleşme ve iletişim kurma gücüne sahip olduğunu bizlere hatırlatıyor.

Sanatla ilgili yapılan girişimler birkaç aydır gelişim göstermektedir. Amatör ve profesyonel sanatçılar sağlık yönergelerini iletmek ve umut mesajlarını paylaşmak için sanatın sonsuz yaratıcılık kaynağından faydalanmaktadırlar. Bu günün tarihinin belirlenmesinde doğum gününün etkisi olan Leonardo da Vinci'nin en ünlü eseri salgın süresince farklı şekillerde tekrar yorumlanmıştır; Louvre Müzesi'nde kendini izole eden Mona Lisa ya da cerrahi bir maske ile kapatılan meşhur esrarengiz gülümseme.

Bugün yaşadığımız krize rağmen, bu sanatın dayanıklılığını nasıl gösterdiğinin bir örneğidir. Farklı yaratıcı fikirler her yerden karşımıza çıkmaktadırlar; birbirlerine şarkı söylemek ya da projeksiyon aleti ile film gösteriminde bulunmak isteyen komşular pencerelerde toplanıyor, birçok sanatçı izleyicileriyle iletişim kurmaya devam edebilmek için yenilikçi ve yaratıcı çözümler tasarlıyor, ve orkestralar uzaktan birlikte çalışıyor. Örneğin, 21 Mart'ta, UNESCO Yaratıcı Şehri Ağı’nın bir üyesi olan Mexico City'de müzisyenler ve sanatçılar, gerçeklştirdiklei etkinliği ülke geneline yayarak 1,5 milyondan fazla online izleyici ile birlikte bir Bahar Gecesi konseri düzenlediler. Daha genel olarak, #ShareCulture hashtagiyle, UNESCO herkesi sanat sevgilerini iletmeye ve mümkün olduğunca çok insanla paylaşmaya davet etmektedir.

Nitekim, bu evde geçirilmek zorunda olunan zamanlar, sanatsal yaratım ve toplum arasındaki bağları güçlendirme dönemi de olabilir. Tıpkı eğitimsel sürekliliğe ihtiyaç olduğu gibi, kültürel sürekliliğe de ihtiyaç bulunmaktadır.

UNESCO, sanatın küresel sağlık, ekonomik ve sosyal krizin tüm etkilerine maruz kaldığı bir dönemde sanatçılar ve kurumlar tarafından gösterilen dayanışmaya derin bir saygı gösterdiğinı vurgulamak istemektedir.

Doğrusu istenirse, müzelerin, tiyatroların ve konser salonlarının kapatılması, konser ve festivallerin iptali, birçok kurumu belirsizliğe sürüklemiştir.Yaşanan mali kayıplara ek olarak, çalışmaların, provaların ve filmlerin kesintiye uğraması, sanat sektörünün uzun vadede etkilenme riskini güçlendirmektedir.

Bunların yanında, toplum için bu dönem, kültüre erişim ve kültürel ifadelerin çeşitliliği noktalarında eşitsizlikleri artırmakla tehdit etmektedir. Aslında mevcut tedbirler, halkın çeşitlilik içinde kültürel mal ve hizmetlerden yararlanma özgürlüğünü ciddi şekilde sınırlamaktadır. Bu eşitsizlikler, milyonlarca kadın ve yerel halk grupları gibi dijital erişimdeki farktan normal olarak etkilenen ve bu nedenle kültüre erişim sağlamada daha büyük zorluk çeken savunmasız gruplar için daha acildir.

Sanatın şimdi ve gelecekte hayatta kalması için yaşanan zorluğun bu nedenle iki yönü bulunmaktadır: kültür profesyonellerini ve kültür kurumlarını desteklemek ve herkes için sanata erişimi teşvik etmek.

Bu zorluklar ancak üretken toplulukların bu krizi aşmalarına yardımcı olmayı ve sanatçıların statüsünü koruma ve iyileştirmeyi amaçlayan geniş kapsamlı kültürel politikalarla karşılanabilir. Adalet ve eşitlik konusundaki bu zorlu mücadele ve öncelikli ihtiyaçları iyi belirlenebilmesi için, sanatsal dünyanın tüm seslerini dinlemek gerekecektir.

Bu dönemde sanatın zorlukları yenme gücünü tekrar vurgulamak ve geleceğe hazırlanmak için UNESCO bu Dünya Sanat Günü'nde “ResiliArt” hareketini başlatmaktadır. Sektördeki tanınmış sanatçıları ve profesyonelleri bir araya getirecek, sanatın zorlukları yenme adına kolektif zekayı harekete geçirecek ve bu kriz zamanında kültürel dünyayı destekleme ihtiyacına dikkat çekecek bir dizi küresel sanal tartışmadan oluşacaktır. Buna ek olarak, ileriye dönük bir bakış açısıyla, gelecekte yaşanabilecek krizlere karşı sanatçıların korunması konusunda kılavuzlar hazırlanacaktır.

Tıpkı insanın hayatta kalabilmek için oksijene ihtiyacı olduğu gibi, sanata ve şiire de ihtiyacı vardır. Bu kriz bize, Aimé Césaire'ın de söylediği gibi, sanat ve kültürün insanlık için ne kadar hayati bir ihtiyaç olduğunu hatırlatmaktadır.Kültür için bu güçlü itici güçe katılarak, hepimiz kanıtlayalım ki, bu sosyal mesafe döneminde sanat bizi her zamankinden daha yakına getirmektedir.


*Bu metin https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000373211_eng/PDF/373211eng.pdf.multi adresinden alınarak Türkçeleştirilmiştir.