UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

Duyuru

Toplumsal cinsiyet, Eğitim ve Kültür: Bütüncül bir yaklaşım

13.8.2020

“COVID-19 salgını, son yıllarda kızların eğitimi ile ilgili elde edinilmiş olan kazanımları geri alabilir ve hatta gelecekte gerçekleşecek olan ilerlemeyi de tehdit edebilir.”

8-19 Haziran tarihleri arasında Pennsylvania Üniversitesi, Carey Hukuk Fakültesi, 2020 Küresel İnsan Hakları Enstitüsü'nü düzenledi. Bu iki hafta boyunca, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve özel sektörden önemli paydaşlar da dâhil olmak üzere, liderler ve insan hakları uygulayıcıları, farklı fikirlerin karşılıklı paylaşımı ve büyük küresel değişimin eşiğinde kültürlerarası diyalog yaratma konuları üzerine olağanüstü bir diyaloğa katılmak için bir araya geldiler.

17 Haziran Çarşamba günü, UNESCO’nun Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Direktörü Sayın Saniye Gülser Corat, iki bölümden oluşan ve aşağıdaki temalara sahip bir internet seminerine konuşmacı olarak davet edildi:

COVID-19 sürecinde kadınların eğitim hakkı

Seminerin ilk kısmı, kriz dönemlerinde kızların ve kadınların kapsayıcı eğitim hakkı üzerine UNESCO’nun yürüttüğü çalışmaları açıklamayı hedeflemekteydi. Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde, UNESCO, sınır teknolojilerin etik gelişimi amacıyla harcanan uluslararası çabaların etkileyici bir aktörü haline gelmiştir. Bu teknolojiler, özellikle toplumun daha dijital bir dünyaya evrildiği bir dönemde, geleceği şekillendirme hususunda önemli rol oynamaktadırlar. Ancak, teknolojinin muazzam potansiyeli, toplumsal cinsiyet stereotiplerinin yeniden üretilmesi gibi yıkıcı sonuçları da beraberinde getirebilir. Bu nedenle toplumsal cinsiyete ilişkin boyutların sınır teknolojilere entegrasyonu, UNESCO’nun, kızların ve kadınların sahip oldukları kapsayıcı eğitim haklarını kriz zamanlarında da sağlamak için olduğu kadar, yapay zeka üzerine normatif bir enstrüman geliştirmek için yürüttüğü çalışmaların da önemli bir parçasıdır

Sayın Corat, COVID-19 küresel salgınının son yıllarda kızların eğitimi üzerine edinilen kazanımları geri alabileceğini ve hatta gelecekte gerçekleşecek olan ilerlemeyi tehdit edebileceğini açıkladı. Bu kriz ve krizin sebep olduğu kapanmalar ve izolasyon, kadınların ve kızların omuzlarındaki ücretsiz emek yükünün şiddetlenmesi; öğrenmeye ayrılan zamanın azalması ve dijital yeteneklerde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin potansiyel olarak artması gibi spesifik riskleri ortaya çıkarmıştır. Sayın Corat; “Dünya, özellikle yenilikten yararlanma konusunda eşi görülmemiş bir fırsata sahip olduğumuz bu dönemde, eğitim harcamalarında kesinti yapamaz,” demiştir. Bu nedenle, UNESCO krize, 3 ana eylem türü ile karşılık vermektedir:

  1. Hükûmet, özel sektör ve sivil toplum paydaşlarını bir Küresel Koalisyonda bir araya getirerek dünya çapında bir diyalog başlatmak
  2. Ülkelerin isteklerine ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş destek sağlamak ve
  3. Bilgi üretmek

 

“Şimdi, yalnızca eğitim hakkını savunmayı ve geliştirmeyi değil aynı zamanda eğitim hakkının nasıl daha adaletli ve kapsayıcı bir temelde tasavvur edilip ulaştırılabileceğini de yeniden düşünme zamanıdır.”

 

Hukuk ve Kültür Çatıştığında

İnternet seminerinin “Hukuk ve Kültür Çatıştığında” başlıklı ikinci kısmı, kültürün ve hakların bazen nasıl tartışmalı olabildiği üzerine bir değerlendirmeyi teşvik etmeyi amaçlamaktaydı. Konuşmasında Sayın Corat, bu ikiliğin, kadın genitalinin sünneti (female genital mutilation or cutting – FGM) ve zorla veya erken evlilik gibi bazı örneklerinden bahsetti ve bunların birçokları tarafından “kültürel” pratikler olarak değerlendirilmelerine rağmen aslında dünyanın birçok farklı bölgesinde bulunduğuna vurgu yaptı.

Bu pratikler çeşitli uluslararası anlaşmalarda ve sözleşmelerde yasaklanmıştır ancak bu tip insan hakları ihlallerini etkili bir şekilde ele almak için evrensel bir yaklaşımdan fazlasına ihtiyaç duymaktayız. Sayın Corat, “Kadın genital sünneti gibi, bir pratiği,  sosyal normlara değinmeden ve davranış değişikliğini teşvik etmeden, yalnızca kriminalize etmek, bu pratiğin yer altına inmesine sebep olur ve kızları daha fazla risk altında bırakır” demektedir.  En güçlü müdahaleler tutum, davranış ve kültürdeki değişimleri içeren sektörler arası bir yaklaşım yoluyla, sosyal dinamikleri hesaba katan müdahalelerdir.  Bu türden dönüştürücü bir çalışma, katı bir disiplinler arası eylem gerektirmektedir ve geniş bir yetkiye sahip olan UNESCO bu konularla başa çıkmak için eşsiz bir pozisyondadır. Girişimlerimizden bazıları şunlardır:

  1. Kadınlara ve kızlara karşı şiddeti bitirmeyi hedeflemiş olan Avrupa Birliği – BM “Spotlight” ortak girişimi gibi, zararlı pratikleri ortadan kaldırmaya yönelik ortaklıklar kurmak
  2. Bilgi üretmek, örneğin; kadın genital organının sünneti/kesilmesi üzerine veri içeren ve öğrencilerin güçlendirilmesini destekleyen Cinsellik Eğitimi Üzerine Uluslararası Teknik Kılavuzu başlıklı yayın
  3. Zararlı pratikler ve kadınlara ve kızlara karşı şiddet hakkında farkındalık yaratmak

 

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 5’in bu pratikleri ortadan kaldırmak üzerine spesifik bir hedef içerdiğini bu nedenle daha eşit ve adil bir toplum oluşturmak için gerekli bir adım oluşturduğunu hatırda tutmak önemlidir.

Sayın Corat’ın sunumunu takiben, internet seminerine katılan 100 katılımcı ile canlı bir tartışma gerçekleştirildi. UNESCO’nun kültür eğitimine ilişkin faaliyetleri ve kadınların güçlenmesini teşvik etmede hikâye anlatıcılığının rolü gibi çeşitli konularda sorular soruldu. UNESCO’nun Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bölümü, internet seminerini organize eden ve yöneten Profesör Rangita de Silva de Alwis’e özel teşekkürlerini sunmaktadır.

Bu metin https://en.unesco.org/news/gender-education-and-culture-holistic-approach adresinde yayınlanan metinden faydalanılarak Türkçeleştirilmiştir.