UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

Duyuru

UNESCO Araştırması, Dünyada Hâlâ Kadın Bilim İnsanlarının Cinsiyet Ön Yargısıyla Karşı Karşıya Olduğunu Gösteriyor

16.2.2021

 

Dördüncü Sanayi Devrimi’ne yön veren teknolojik alanların çoğunda, kadınlar hâlâ mühendislik mezunlarının yalnızca %28’ini ve bilgisayar-bilişim bilimi mezunlarının %40’ını oluşturmaktadır. Söz konusu veri, Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü münasebetiyle 11 Şubat'ta yayınlanmış olan, bilimde toplumsal cinsiyet bölümünü de içeren UNESCO Bilim Raporu’nun Akıllı Olmak İçin Dijital Devrimin Kapsayıcı Olması Gerekecek başlıklı bölümünden elde edilmiştir.

“Bugün bile 21. yüzyılda kadınlar ve kız çocukları cinsiyetleri nedeniyle bilimle ilgili alanlarda kenara itilmektedir. Kadınların bilimde, teknolojide, mühendislikte ve matematikte yerlerinin ve bilimsel gelişmeye katılma haklarının olduğunu bilmeleri gerekir.”

Audrey Azoulay, UNESCO Genel Direktörü

Kadınların mühendislik mezunları arasındaki payı, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’nın (OECD) birçok üyesi için küresel ortalamanın altındadır. Örneğin Avustralya’da mühendislik mezunlarının % 23,2’si, Kanada’da % 19,7’si, Şili’de % 17,7’si, Fransa’da % 26,1’i, Japonya’da % 14,0’ü, Kore Cumhuriyeti’nde % 20,1’i, İsviçre’de % 16,1’i ve ABD’de % 20,4’ü kadınlardan oluşmaktadır.

Belirgin bir bölgesel model yoktur. Kadın mühendislik mezunlarının en yüksek oranlarından bazıları Arap Devletlerinde bulunmaktadır; örneğin Cezayir (% 48,5), Fas (% 42,2), Umman (% 43,2), Suriye (% 43,9) ve Tunus (% 44,2). Latin Amerika ülkelerindeyse durum şöyledir; Küba’da mühendislik mezunlarının % 41,7’sini, Peru’da % 47,5’ini ve Uruguay’da % 45,9’unu kadınlar oluşturmaktadır. Aynı bölgedeki ülkeler arasında da büyük eşitsizlikler bulunmaktadır.

Bu bölümde ayrıca, 2018 yılında Dünya Ekonomik Forumu tarafından Küresel Cinsiyet Uçurumu konusunda hazırlanmış çalışmaya göre, her beş uzmandan yalnızca birinin (% 22) kadın olduğu, yapay zekâ gibi son teknoloji alanlarında yüksek eğitimli ve yetenekli uzmanlara açık istihdam olanaklarından kadınların tam olarak yararlanamadıkları gerçeğine de dikkat çekilmektedir.

Benzer şekilde, yeni girişimlerin kadın kurucuları finansmana erişim konusunda mücadele vermeyi sürdürmekte ve büyük teknoloji şirketlerinde hem liderlik hem de teknik pozisyonlarda yeterince temsil edilmemektedirler. Ayrıca, erkeklere göre teknoloji alanından ayrılma olasılıkları daha yüksektir, genellikle düşük kariyer beklentilerini işten ayrılma konusundaki asıl neden olarak göstermektedirler. Bununla birlikte, araştırmalar yatırımcı güvenini ve daha yüksek kâr paylarını farklı bir iş gücüne sahip olmakla ilişkilendirdiğinden, kadınlara yönelik önyargılı kurumsal tutumlar gelişmektedir.

Endüstri 4.0’ın geleneksel cinsiyet önyargılarını sürdürmesini önlemek için kadınların dijital ekonominin bir parçası olması gerekmektedir. Yapay zekânın toplumsal öncelikler üzerindeki etkisi artmaya devam ederken, kadınların araştırma ve geliştirmeye katkısının yeterince temsil edilememesi, akıllı telefon uygulamaları gibi günlük hayatımızı etkileyen ürünlerin tasarımında ihtiyaçlarının ve bakış açılarının gözden kaçması anlamına gelmektedir.

Cam tavan sendromu, bazı gelişmelere rağmen, akademide kadınların kariyerlerinde bir engel oluşturmaya devam etmektedir. UNESCO İstatistik Enstitüsü’ne göre, küresel olarak, kadınlar lisans ve yüksek lisans eğitim seviyelerinde sayısal eşitliğe (% 45-55) ulaşmıştır, doktora düzeyinde ise (% 44) zirvede bulunmaktadırlar.

Kadınların akademik kariyerlerinde, doktora öğrencisinden yardımcı doçentliğe, doçentlikten profesörlüğe giden yolun her basamağında daha düşük katılım olması sebebiyle cinsiyet uçurumu artmaktadır.

Genel olarak, kadın araştırmacılar daha kısa, daha düşük ücretli kariyerlere sahip olma eğiliminde olmakla birlikte, çalışmaları önde gelen dergilerde yeterince temsil edilmemektedir. Kadınlara genellikle erkek meslektaşlarından daha az araştırma hibeleri verilmekte ve kadın bilim insanları tüm araştırmacıların % 33,3’ünü temsil etmelerine rağmen, ulusal bilim akademilerinin sadece % 12’si kadınlardan oluşmaktadır.  

Cinsiyet önyargısı, hakem değerlendirme süreçlerinde ve erkeklerin kadınlardan iki kat daha sık bilimsel panellerde konuşmaya davet edildiği bilimsel konferanslarda da görülmektedir. (Kadın araştırmacıların küresel payına ilişkin veriler, 2015-2018 yılları arasında UNESCO İstatistik Enstitüsü tarafından 107 ülkeden edinilen bilgilere dayanmaktadır.)

Bu kalıcı eşitsizlik, devletlerin bilimsel araştırmacıların eşit bir şekilde çalışma, işe alma, terfi ve değerlendirilme ile ücret ayrımcılığına uğramadan eşit koşullardan yararlanmasını sağlamaları gerektiğini onaylayan UNESCO Bilim ve Bilimsel Araştırmacılar Tavsiyesi’nin (2017) 24. maddesine aykırı bir tutumdur.

500 Kadın Bilim İnsanı Kuruluşu’nun bir parçası olan Bir Kadın Bilim İnsanı İste veri tabanı, bilimdeki cinsiyet ayrımcılığına verilen bir yanıttır. Profesyonel olarak incelenmiş kadın bilim insanlarının profillerinden oluşan çok disiplinli bir ağ ile iş birliği için bir kadın uzmana danışması, bir kadın uzmanı belirlemesi gereken herkesle bağlantı kurmaktadır.

Prestijli ödüller, mükemmelliği sergilemenin ve bilimde kadınlarla ilgili olumsuz klişelere meydan okumanın başka bir yoludur. Son 23 yıldır düzenlenen L’Oréal – UNESCO Bilim Kadınları İçin Programı bu amaca yönelik bir örnek oluşturmaktadır.

Tutumları değiştirmek ve olumlu kadın rol modelleri sağlamak amacıyla, yıllık ödüller ve araştırma bursları aracılığıyla kadın araştırmacılara eğitim verilmektedir. 2019 yılında program, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin kalbinde yer alan alanlarda kadınların görünürlüğünün olmaması nedeniyle matematik ve bilgisayar bilimlerini de içerecek şekilde kendi uluslararası ödüllerini ve burslarını genişletmiştir. 11 Şubat’ta beş yeni ödül sahibi açıklanmıştır.

Aynı şekilde, OWSD-Elsevier Vakfı Erken Kariyer Kadın Bilim Adamları Ödülleri kapsamında, 2021 yılında ödül kazanan beş kişi 9 Şubat'ta gerçekleşen çevrim içi bir törenle ödüllerini almışlardır. 2013'ten beri UNESCO ve Elsevier Vakfı, gelişmekte olan ülkelerde, araştırma önündeki önemli engelleri aşan kadınlara yıllık ödüller vermektedir.

UNESCO Bilim Raporu’nun tam hâli olan: Akıllı Gelişim için Zamana Karşı Yarış’ın bu yıl Nisan ayında yayınlanması planlanmaktadır. Ipsen Vakfı’nın cömert desteğiyle hazırlanan rapor, her beş yılda bir dünya çapında bilim alanındaki eğilimleri ve gelişmeleri takip etmektedir. Önümüzdeki baskının, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Dördüncü Sanayi Devrimi üzerine ikili bir odaklanmaya sahip olması planlanmaktadır.

 

Bu yazı https://en.unesco.org/news/unesco-research-shows-women-career-scientists-still-face-gender-bias adresinden alınmıştır.