UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

Herkes İçin Eğitim (EFA) Küresel İzleme Raporu

2002

Dünya Rayında mı?

İzleme Raporu (Sf. 12-13)

Özet

Bu rapor öğrenme fırsatları hakkındadır. Raporun başlıca amacı, eğitimle ilgili avantajların çocuklar, gençler ve yetişkinler için hangi ölçüde genişletildiği ve iki yıl önce, Nisan 2000’de Dakar’daki Dünya Eğitim Forumu’nda (WEF) verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğini değerlendirmektir. Rapor, dünyada, Herkes İçin Eğitim’e (EFA) 2015’e kadar ulaşma konusunda işlerin yolunda olup olmadığı sorusuna geçici bir yanıt sunmaktadır.

Dünya Eğitim Forum’u (WEF) (2000), gerekli, kazanılabilir, düşük maliyetli ve güçlü uluslararası taahhütler ile çözüm sunan altı adet “Herkes İçin Eğitim (EFA)” hedefinde karar kıldı. Dakar Eylem Çerçevesi ( DFA) , 2015’e kadar ilkokul çağındaki bütün çocukların makul bir kalitede parasız eğitim alacaklarını ve eğitimdeki cinsiyet eşitsizliklerinin ortadan kaldırılacağını beyan etti. Yetişkinlerde okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yarı yarıya azaltılacak,  okul öncesi çocuk bakımı ve gençler ile yetişkinler için eğitim ve öğrenme fırsatları büyük oranda artırılacak ve eğitimde kalite tüm yönleriyle geliştirilecektir. Aynı yıl, Binyıllık Kalkınma Hedefleri ( MDG), bunlardan ikisinin (Evrensel Temel Eğitimi (UPE) ve ilk ve ortaöğretimdeki cinsiyet eşitsizliklerinin giderilmesi) aşırı yoksulluğun giderilmesi için önemli olarak tanımlanmasına karar verdi.

Dünya Eğitim Formu (2000), “Herkes İçin Eğitim” (EFA) için kuvvetli uluslararası mutabakat ve çözüm sağlayan, yararlı, ulaşılabilir ve düşük maliyetli altı hedef üzerinde mutabık kalmıştır. Bu hedefler:

  • Özellikle en savunmasız ve dezavantajlı gruplar arasında bulunan cocukların, erken dönem bakım ve eğitiminin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi;
  • 2015 yılına kadar, başta kızlar olmak üzere zor şartlara ve etnik azınlıklara mensup bütün çocukların kaliteli ve ücretsiz eğitime erişimleri ve zorunlu ilköğretimi tamamlamalarının garanti edilmesi;
  • Bütün genç ve yetişkinlerin öğrenme gereksinimlerinin uygun öğrenme ve hayat becerileri programlarıyla karşılanmasının garanti edilmesi;
  • 2015 yılına kadar, başta kadınlar olmak üzere yetişkinler arasında okur yazarlık düzeyinin % 50 oranında artması ve tüm yetişkinler için temel ve sürekli eğitime geçişin sağlanması;
  • 2005 yılına kadar cinsiyet eşitsizliğinin ilk ve ortaöğretimden kaldırılması ve kızların iyi kalitedeki temel eğitime erişimlerine odaklanarak 2015 yılına kadar eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşılması;
  • Eğitimin kalitesinin tüm yönlerini geliştirmek ve herkes tarafından elde edilmesini sağlamak ve böylece özellikle okuma-yazma, aritmetik ve temel yaşam becerilerindeki tanınan ve ölçülebilir öğrenme sonuçlarını, herkes tarafından ulaşılabilir kılmak  

1. BÖLÜM (s. 14)

      Bir İnsan Hakkı Olarak Eğitim

Eğitim hakkı, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin 26. Madde’sinde açık olarak dile getirilmektedir. Bu madde, eğitimin; ahlaki olarak güçlü ve hukuki temeller tarafından desteklenen, gerçek insani değerini tanımaktadır. Bunların ışığında, eğitim aynı zamanda, sağlığı güvence altına alma, özgürlük, emniyet, maddi refah ile sosyal ve siyasal faaliyetler için gerekli iskele görevini görerek, diğer insan haklarını gerçekleştirme ve korumada bir araçtır. Eğitim hakkının garanti altına alındığı yerde,  insanların diğer haklara erişimi ve onlardan yararlanmaları da artar.

2. BÖLÜM (s.15)

Hedeflere Doğru İlerleme

Dünya’da İşler Yolunda Mı?

Bu rapor, Dünya Eğitim Forumu’nun ( WEF) teşhislerini yeniden teyit etmektedir. Dünya nüfusunun neredeyse üçte biri, eğer güçlü ve ortak bir çaba gösterilmezse,  Herkes İçin Eğitim (EFA) hedeflerinin hayal olarak kalacağı ülkelerde yaşıyor. Yüksek risk taşıyan ülkeler başlıca olarak Güney ve Batı Asya, Sahra-Altı Afrika, Arap Ülkeleri ve Kuzey Afrika’da bulunmaktadır. Doğu Asya ve Pasifik’in yoğun nüfuslu ülkeleri ilerleme kaydetmekteler ancak, Orta ve Doğu Avrupa’nın zengin bir eğitim sistemine sahip birkaç ülkesi elde edilen hedeflerden geriye düşme tehlikesinde iken bu ülkeler yoğun bir çaba olmaksızın Herkes İçin Eğitim (EFA) hedeflerine ulaşamayacaktır. Eğer, ilköğretimde net okullaşma oranı, yetişkin okur-yazar oranı, ilköğretimde brüt okullaşma oranı ve cinsiyet eşitliğinin sayısal endekslerinin bir birleşimi her bir hedefe olan uzaklık temelinde en yeni mevcut veriler kullanılarak analiz edilirse, 1990’lardaki eğilimler ve ilerleme düzeyleri ile uyumlu olarak verilerin mevcut olduğu ülkeler için aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir.

  • 83 ülke bu üç hedefi başardı ya da 2015’e kadar başarmak için iyi bir şansa sahip.
  • 43 ülke 1990’larda ilerleme kaydetti ama en azından bir hedefin 2015’e kadar kaçırılması muhtemel görünüyor.
  • 28 ülke ciddi bir şekilde bu üç hedeften hiçbirini gerçekleştirememe riski içinde.

 

 

(s. 16) Bu kategorilerden birincisi Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Orta Asya’daki bütün ülkeleri içererek dünya nüfusunun %32,4’ünü, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin %87’sini, Doğu Asya ve Pasifik %81’i ve Latin Amerika ve Karayipler %69’unu temsil etmektedir. 4 E-94 ülkesi toplamda dünya nüfusunun %35,8’ini temsil eden ikinci grupta yer almaktadır – Bangladeş, Çin, Mısır ve Endonezya- . Üçüncü, yüksek risk grubu başlıca olarak Sahra-Altı Afrika Ülkeleri ve aynı zamanda Hindistan ile Pakistan’dan oluşmaktadır. Bu grup dünya nüfusunun %25’ini kapsamaktadır. Bu bölgeler genel anlamda Herkes İçin Eğitim’in (EFA) en çok zorlandığı yerlerdir.

Cinsiyet Eşitliği (s.17)

1990’larda dünya çapında, kız çocuklarının ilkokula kayıt olma oranı artmıştır. Kızların okula kaydolma oranı 1991’de %93,1’den %96,5’e %3 yükseliş gösterdi. Aynı dönemde, erkeklerin okula kaydolma oranı ise %105,5’ten %104’e düştü. Cinsiyet Eşitliği Endeksi (GPI) tüm bölgelerde ve yaklaşık olarak 92 ülkenin üçte ikisinde gelişme gösterdi. Ancak Güney ve Batı Asya, Arap ülkeleri ve Sahra-Altı Afrika’daki ülkelerde bu oran 0,9 ile erkeklerin sürmektedir. 

Yetişkin Okuryazarlığı

Okuryazarlığın önemi, 1990 Jomtien’deki Herkes İçin Eğitim Dünya Konferansı’ndan itibaren büyük ölçüde arttı. 2000 yılında hesaplanan 826 milyon okuma yazma bilmeyen insanın üçte birinden fazlası Hindistan’da yaşamaktadır.

(s.18) Gelecek Birleşmiş Milletler Okur-Yazarlık On Yılı (2003-2012), okur-yazarlığa odaklanmak için ve değerlendirme ve denetimi geliştirmek için önemli bir fırsattır.

Okul Öncesi Çocuk Bakımı ve Eğitimi

Okul öncesi çocuk bakımı ve eğitiminin kapsamı hala nispeten keşfedilmemiş bir alandır.  Okul öncesi çocuk eğitimi, karşılaştırmalı veriye ve yaygın kabul gören göstergelere sahip olmayan son derece çeşitli bir öğrenme alanıdır.

3. BÖLÜM (s. 19)

“Herkes İçin Eğitim” (EFA) için Planlama

“Herkes İçin Eğitim” Eylem Planı

Meşruiyetini Dünya Eğitim Forumu'ndan alan bireysel EFA planlamasının mevcut eğitim planlama süreçlerini kopyalama veya onlarla paralel olma  tehlikelerini göze aldığı görülüyor. Diğer taraftan, bazı durumlarda, Dakar “Herkes İçin Eğitim” (EFA)’ e ulusal kalkınma tartışmalarında ve politika geliştirmede daha öncelikli olması için ivme kazandırmıştır.

(s.20)

En az 73 ülke bir iç kriz yaşamakta ya da kriz sonrası yeniden yapılanma dönemindedir.

Çatışma, Felaket ve İstikrarsızlık ile Mücadele İçin Planlama

Bu koşullarda “Herkese İçin Eğitim” (EFA) için uygulanabilir stratejiler planlamak zorlu ve bir hayli konuya özeldir. Bu plan, hasara uğramış okul sistemlerinin düzeltilmesini ve ayrıca uyuşmazlığın çözümünü gerektiren becerilerin gelişimi, barış, yeniden yapılanma için hazırlık ve sosyal ve ekonomik kalkınma faaliyetlerini de içermektedir.

4. BÖLÜM (s.21)

“Herkes İçin Eğitim” e Ulaşmak İçin Kaynak Gereksinimleri

Evrensel Temel Eğitim (UPE) ve Cinsiyet Eşitsizliklerinin Giderilmesi

Dünya Bankası’nın (WB) çalışması,  2015’e kadar Evrensel Temel Eğitim’i (UPE) gerçekleştirmek için gerekli dış fonları temin etmektedir. Çalışma, bu gereksinimlerin on beş yıllık dönemde, ortalama 2,5 milyar dolar ile karşılanacağını öngörmektedir. ( 2015 yılında 4,5 milyar dolara çıkacak olmasına rağmen.) Aşağı-Sahra Afrika Ülkeleri bu yardımın %85’ine ihtiyaç duyacaktır. Dış para kaynağının %42’sini temsil eden beş ülkenin, yıllık 100 milyon dolardan fazla finansman açığına sahip olacağı tahmin edilmektedir. Diğer yedi ülkenin ortalama yıllık 50-100 milyon dolara gereksinimi olacağı öngörülmektedir. Bu hesaplamalar büyük ölçüde gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyüme ve mali reform yoluyla kaynak oluşturabilmesine dayalıdır. Bazı varsayımlar iyimser görünmektedir. Eğer bu durum kanıtlanırsa, Dünya Bankası’nın hesaplamalarına göre 2015 yılındaki kaynak açığı en az ikiye katlanacaktır.

HIV ve AIDS İçin (s.22)

HIV ve AIDS’in çok kapsamlı ve yaygın mali etkileri, toplumu daha fazla koruyabilmek için, eğitim potansiyelini kullanma aciliyetini her şeyden daha iyi bir şekilde göstermektedir.

5. BÖLÜM

Uluslararası Taahhütleri Karşılama: Dakar’a Karşılık

Herkes İçin Eğitim’e Yardım Akışı (s.23)      

Daha çok Sahra-altı Afrika Ülkeleri’ne yoğunlaşarak ilkokul ihtiyaçlarına yönelik yapılan yardımlar beş katına çıkarıldı.

Herkes İçin Eğitim’e Desteğin Yeni Düzeyi

G8 ülkeleri bu raporda 5,6 milyar dolar olması beklenen miktarın yaklaşık 4,4 milyar dolarlık kısmını Evrensel Temel Eğitim(UPE) ve cinsiyet hedeflerini gerçekleştirmek için, dış ardım gereksinimi olarak kullanılmak üzere 2015’e kadar karşılayacağına dair garanti verdi.

“Hızlandırma Girişimi” (FTI) (s.24)

Hızlandırma Girişimi, 2002 Nisan ayında Dünya Bankası’nın Gelişim Komitesi toplantısında sunuldu.

6. BÖLÜM (s.25)

Beklentiler ve Fırsatlar             

Hedeflere doğru ilerleme yetersiz: 2015 yılına kadar Herkes İçin Eğitim hedeflerini başarma konusunda işler yolunda değil. 28 ülke 2015’ e kadar üç hedeften hiçbirini başaramama riskiyle karşı karşıya. Herkes İçin Eğitim’in yokluğu hem insan haklarını ihlaldir hem de insanların istedikleri şekilde yeteneklerini geliştirmelerini engellemektedir. Dışlanan insanların mutlak sayısının arttığı yerlerde gelişmenin olduğu yargısına varmak çok zordur.

(s.26) Herkes İçin Eğitim (EFA) ve Binyıllık Kalkınma Hedefleri’nin (MDG) birbiriyle çatışma içinde olduğu algısı tamamen amaca zarar vericidir.

Veri Kullanılabilirliği ve Kalitesinin Artırılması

Ulusal veri kullanılabilirliği ve kalitesinin artırılması oldukça şiddetli bir ihtiyaçtır ve ulusal verilerin 1997 öncesi UNESCO veritabanı ile karşılaştırılabilirliğinin güvence altına alınması gerekir. Ayrıca, eğitime yardım akışını izlemek için hazır olan bilgi(veri) kalite ve kapsam açısından önemli gelişmelere de açık kalır.

Herkes İçin Eğitim (EFA) ve Binyıllık Kalkınma Hedefleri (MDG)

Genel Binyıllık Kalkınma Hedefleri’nin (MDG) çerçevesi; topyekûn bir çaba ile yoksulluğu yok etme durumunda Herkes İçin Eğitim (EFA) planlamasını tartışma fırsatı sunar. Evrensel Temel Eğitim(UPE) ve cinsiyet eşitsizliklerinin giderilmesi başlıca önceliklerdendir, ancak sürdürülebilir geçim, çocuk ölümlerinin azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi, HIV ve AIDS’e karşı savaşma ve sürdürülebilir çevreyi sağlama amaçlı temel eğitime yardım için daha geniş bir Herkes İçin Eğitim planlaması yapılabilir. Bu bağlamda, Hızlandırma Girişimi’nin (FTI) gelişmesi, Herkes İçin Eğitim’in (EFA) geniş hedeflerinden ziyade Binyıllık Kalkınma Hedefleri’nin (MDG) özgünlüğünü yorumlamak için bir şans tanımaktadır.

Gelecekteki İzleme Zorlukları

Bu rapor, Dünya Eğitim Forumu’na verilen sözlere karşı bir sorumluluk duygusu başlatmayı amaçlamıştır. Herkes İçin Eğitim’ destek verilirken politika ve uygulamaların hangi ölçüde büyük bir değişime uğrayacağını belirlemek gelecek yıllarda önem kazanacaktır.

ablo 2.4. Ülkelerin ve Bölgelerin Bürüt Kayıt Oranı Seviyelerine Göre Sınıflandırılması (1999)

Yukaridaki tabloda ülkelerin ve/veya bölgelerin sınıflandırılması, Bürüt Kayıt Oranı (GER) baz alınarak hesaplanmıştır. Bir ülkede Bürüt Kayıt Oranının %100’ün üzerinde olması o ülkede sınıf tekrarı veya geç yaşta okula başlama oranının yüksek olduğuna işaret etmektedir. Örneğin bir ülkede 3. sınıfı okuyan öğrencilerin tamamının 9 yaşında olması gerekirken, 9 yaşın üstünde bir çok çocuğun 3. sınıfı okuyor olması. 3. sınıf öğrenci kapasitesinin yüzde yüzün üstünde olduğunu göstermektedir. Bu durumda tablo 2.4. e göre doğu Avrupa ülkeleri arasında yer alan Türkiye’de, Bürüt Kayıt Oranı (GER)’nın yüzde yüzden büyük olduğunu görmekteyiz. Sudi Arabistan ve Sudan gibi ülkelerde GER’in % 70’den az olması ise ayrıca vahim bir tablodur. Bu ülkelerde sınıf tekrarı veya geç kayıt oranından ziyade eğitime katılmama durumunun olduğunu görmekteyiz.    

(Sf. 46)

 

Tablo 2.5. Ülkelerin veya Bölgelerin Net Kayıt Oranı (NER) Seviyesine Göre Sınıflandırılması (1999)

Yukarıdaki tabloda ülkeler ve bölgeler, Net Kayıt Oranı (NER) üzerinden sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmada ise hiç bir ülkenin yüzde 100 seviyesine ulaşamadığını görmekteyiz. Latin Amerika, Karayipler, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa bu oranda yüzde 100’e yaklaşmış  olsalar da yine de hiç bir bölge bu rakama ulaşamamıştır. Doğu Avrupa ülkeleri arasında bulunan ülkemize baktığımızda ise Net Kayıt Oranı (NER)’na dair yeterli ve uygun datanın bulunmadığını görmekteyiz.    

(Sf: 48)

 

2. BÖLÜM (s.58)

Hedeflere Doğru İlerleme

3. Hedef: Bütün gençlerin ve yetişkinlerin öğrenme ihtiyacı

Türkiye’de Anne-Çocuk Eğitimi

Türkiye’nin 50 ilinde uygulanmakta olan bu program, hem ebeveynler hem de çocuklar daha aydın, eğitimli bir aile ortamı yaratmayı hedefler. Annenin eğitimi iki farklı aktiviteden oluşmaktadır: birincisi çocuğun bilişsel gelişiminin desteklenmesi ve diğeri de çocuğun sosyal-duygusal ve kişilik gelişiminde anneye destek amaçlı tasarlanmıştır.

Bu program çocuğun okuma-yazma öncesi ve aritmetik yeteneğinin artırılması için ve ayrıca anne okur-yazarlığını artırma amaçlı üreme ve aile sağlığını da içerecek şekilde genişletilmiştir.

Bu program, bireylerin okur-yazarlık derecelerini ve yaşam becerilerini şekillendirmede örgün eğitim dışında da etkili yollar olduğunu göstermektedir. Ayrıca program, okuryazar ortamların rolü ve aile okuryazarlığı hakkındaki soruları arttırmıştır.

Tablo 2.11. Ülke ve Bölgelerde Okur-Yazarlığa Doğru İlerleme (2000 – 2015)

Yukarıdaki tabloda ülke ve bölgelerin 2000 yılındaki okur-yazarlık oranıyla 2015 yılında ulaşılması öngörülen okuma-yazma oranları sunulmaktadır. Bu tabloya göre Türkiye’de 2000 yılında okuma yazma oranı yüzde 70 ile yüzde 90 arasında seyrederken, bu oranın 2015 yılında yüzde 90’dan büyük veya eşit olacağı tahmin edilmektedir.

(Sf. 64)

Şekil 2.33. İlköğretim Net Kayıt Oranı: Her Bir Çeyrekteki Ülkeler

Yukarıdaki tabloda birinci çeyrekte yer alan 21 ülke arasındaki Türkiye, 1999 yılında % 80 ile % 95 arasınadaki rakamla Net Kayıt Oranı (NER)’na yakın bir tablo içerisinde yer almış ve olumlu bir tutum sergilemiştir. Buna rağmen 1990 yılıyla 2000 yılı arasındaki gelişmelere baktığımızda, Türkiye’nin bu konuda pek fazla yol katedemediğini, dolayısıyla hedeflere ulaşmada ciddi riskler taşıyan birinci çeyrek içinde yer aldığını görmekteyiz.      

(Sf. 91)

Şekil 2.34. Yetişkinlerde Okur-Yazarlık Oranı: Her bir Çeyrekteki Ülkeler

Şekil 2.33 de olduğu gibi yukarıdaki şekilde de Türkiye’nin, 2015 yılında yetişkinler arası okur-yazarlık hedefine ulaşmada riskli gurup olan birinci çeyrekte yer aldığı görülmektedir. 2000 yılında Türkiye’de yetişkinlerde okur-yazarlık seviyesinin % 75 ile % 90 arasında olması ülkemizin “yüksek okur-yazar” oranına sahip ülkeler arasında yer almasını sağlamıştır. Öte yandan, 1990 ve 2000 yılları arasında ülkemiz bu konuda herhangi bir değişim ve gelişim sergileyemeiştir. Bu durum da 2015 yılında ulaşılması hedeflenen % 95’in üzerindeki okur-yazarlık oranı için kötü bir referans oluşturmaktadır.

(Sf. 93)

Şekil 2.35. Cinsiyet Eşitliğine Dayalı Öncelikli Okullaşma Oranı: Her Bir Çeyrekteki Ülkeler

Yukarıdaki tabloda 2000 yılındaki verilere göre Türkiye’nin, Cinsiyet Eşitliği Endeksi (GPI)’nin 0,90 ile 1.10 aralığında bulunması ilköğretim eğitiminde hedefine ulaşmada başarıya yakın olduğu manasına gelmektedir. Çünkü cinsiyet eşitliği endeksinin referans aralığı, 0,97 ve 1.03 olarak belirlenmiştir. Öte yandan ülkemiz, diğer iki tabloda da olduğu gibi bu tabloda da 1990 ve 2000 yılları arasında bu konuda herhangi bir gelişme sergileyememiştir ve sonuç olarak hedefe ulaşmada riskli grup olan birinci çeyrekte yer almaktadır. 

(Sf. 94)

Tablo 2.19. Bölgelere Göre Dakar Hedeflerine Ulaşmak

Yukarıdaki tabloda bölgeler, belirlenen üç hedefe de ulaşmada büyük imkan ve avantaja sahip olanlar, en azından bir hedefe ulaşamaması muhtemel olanlar ve bu üç hedefe de ulaşması ciddi manada riskli görülen bölgeler olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Doğu Avrupa ülkeleri arasında değerlendirilen ülkemiz Türkiye, Yugoslavya ile beraber en azından bir hedefe ulaşamayacak bölgeler arasında yer almaktadır.

(Sf. 95)

 

4. BÖLÜM (s.160)

HERKES İÇİN EĞİTİM’İN (EFA) GERÇEKLEŞTİRİLMESİNDE KAYNAK GEREKSİNİMİ

Kaynak Düzeyleri

Acil ihtiyaç okulları için arazi planlaması konusunda, UNICEF’in “çocuk-dostu alanlar” ve “çocuk-dostu çevreler”  adlı kavramları oldukça faydalıdır. Arnavutluk’taki Kosovalı mülteciler için ve 1999 depreminden sonra Türkiye’deki çadır şehirlerdeki “çocuk-dostu alanlar”; temel sağlık hizmetleri, erken çocukluk dönemi bakımı ve gelişimi, okullar, eğlence tesisleri, psikososyal destek, gençlik etkinlikleri ve anne desteğini içeren anne ve çocuklar için temel hizmetleri bir grup altında toplayan alan anlamına gelmektedir. Yerli ürünleri tercih etmek bölgenin ekonomisine fayda sağlayacak olsa da, acil yardımlar ithal eğitim ve eğlence gereçlerini de içerebilir (Sinclair, 2001). Mümkün olan yerlerde eğitim kaynakları merkezi için acil eğitim materyallerini karşılamak üzere ağır iş teçhizatlarının siparişi verildi. (Aguilar ve Retarnal, 1998)

BÖLGELERİN BİLEŞİMİ (s.197)

Dünya Sınıflandırması

  • Geçiş sürecindeki ülkeler: Orta Asya( Moğolistan Hariç) ve Orta ve Doğu Avrupa ( Türkiye hariç)

Herkes İçin Eğitim Bölgeleri

  • Arap Devletleri ve Kuzey Afrika
  • Orta Asya (9 ülke)
  • Orta ve Doğu Avrupa (20 ülke) ; Arnavutluk, Beyaz Rusya, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya,  Polonya, Romanya, Moldovya Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Slovakya, Slovenya, Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti, Türkiye, Ukrayna, Yugoslavya
  • Doğu Asya ve Pasifik (26 ülke/bölge)
  • Latin Amerika ve Karayipler (41 ülke/bölge)
  • Kuzey Amerika ve Batı Avrupa (26 ülke)
  • Güney ve Batı Asya (9 ülke)
  • Sahra-altı Afrika (45 ülke)

Tablo 1

Arkaplan İstatistikleri

Yukarıdaki tabloda 1999 yılına göre ülkelerin toplam nüfus oranları, nüfusun ortalama büyüme oranı ve kadın-erkek yaşam uzunluğu verilmiştir. Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde yer alan ülkemizin nüfusu 65.674 milyon kişi, 1990-1999 yılları arasındaki yıllık büyüme oranı % 1.8 ve ortalama yaşam uzunluğu 69 yaş olarak belirlenmiştir.

(Sf.198)

 

Tablo 2

Yetişkinlerde Okuryazarlık ( 15 Yaş ve Üstü)

Yukarıdaki tabloda 1990 ve 2000 yıllarına ait 15 yaş üstü okuryazarlık oranları karşılaştırılmıştır. Buna göre 1990 yılında Türkiye’de toplam nüfusun %77.9’u okuryazarken bu oranın %89.2’sini erkeler, %66.4’ünü ise kadınlar oluşturmaktadır. 2000 yılına gelindiğinde ise okuryazarlık oranının %85’e yükseldiğini ve bu oranın %93.6’sını erkeklerin, %76.5’ini ise kadınların oluşturduğunu görmekteyiz.

(Sf. 206)

 

Tablo 3

Genç Okuryazarlık Oranı ( 15-24 Yaş )